On yıllardır Atatürk'ün Samsun'a çıkışı biraz edebi, biraz da duygu yüklü anlatımlarla 19 Mayıslar'da aktarılır. Hani o ünlü köhne Bandırma Vapuru'ndan bahsedilir, son derece çetin şartlarda, her an batırılma, yakalanma tehlikesi içerisinde gerçekleştirilen İstanbul'dan Samsun'a deniz yoluyla gidiş, tabiri caizse hikayeleştirilir. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukluğunda dayısının çiftliğinde kargaları kovalama işinde olduğu gibi. Toplum olarak okumamaktan ne çok şey kaybediyoruz! Halbuki Kurtuluş Savaşı'nın bütün aşamaları; Samsun'a çıkış, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri, bağımsızlığımızın kazanılması yolunda verilen mücadeleyi anlatan belgelerle günün koşullarını sunan, ispatlayan pek çok kıymetli eser var değerli yazarlar, araştırmacılar tarafından kaleme alınan. Ama biz 19 Mayıs'ı köhne Bandırma gemisiyle İstanbul'dan Samsun'a gidiş, Atatürk'ün yaşamının çocukluk bölümünü de dayısının çiftliğinde karga kovalamak olarak biliyor, hafızamıza yerleştirmeye devam ediyoruz.
19 Mayıs 'ya istiklal, ya ölüm' tercihinin yapıldığı İstiklal yoksa, yaşamanın anlamı yok, ölümüne istiklal yemininin edildiği aşamadır. Yani sonucu ne olursa olsun, bağımsızlık savaşına her şartta ve ne pahasına olursa olsun başlanması kararlılığıdır. Bugün de, dün, on yıllar öncesinde olduğu kadar önemli değil midir bağımsızlık, tam bağımsızlık gibi kavramlar? Öyleyse 19 Mayıs'ın önemi, kutlanması, en geniş kitlelere çocuklara, gençlere, ülkedeki herkese, hatta dünyaya tekrar tekrar anlatılmalıdır. Çünkü, mazlum uluslara örnek olup, Ortadoğu'dan Arfika'ya kadar ulusal bağımsızlık savaşlarının başlamasına ilham kaynağı olan Kurtuluş Savaşımızın kavli kararı, 19 Mayıs'ta Samsun'da verilmiştir. Biz çocuklarımıza, gençlerimize galiba işin asıl yanını yani, yıllardır bize hikayeleştirilerek sunulan yanının dışındaki bu 'ya istiklal, ya ölüm' anlayışının, yemininin kavli karar yönünü gereğince anlatamadık. Ama gün geçmiş değil! Zararın neresinden dönülürse kardır, en kısa zamanda bugünden tezi yok 7'den 70'e hepimiz 19 Mayıs'ın gerçek kimliğini, bağımsızlık ruhunu, anlayışını ve o günün şartlarında işgal altındaki ülkede bağımsızlık kelimesinin ne ifade edip, ne ifade etmediğini tekrardan, yeniden, sil baştan okumalı, araştırmalıyız. Bilenlerde, bilmeyenlere anlatmalı! Yoksa 19 Mayıs'ın hikayeleştirilen kısmı da kalmayacak ortada.
Her şartta, her daim 19 Mayıs bu ülkede önemli olmaya devam edecek. Çünkü o gün, bağımsızlık için ölümüne yola koyulma kararının verildiği gündür. Her ne pahasına olursa olsun ölümüne istiklal kavli kararının verildiği andır. İşte şimdi biz o ruh halini düşünüp, yaşayarak 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyoruz.